Kraliçe Arı Masalı


edf

Uzun yıllar önce, uzaktaki ülkelerden birinde, üç erkek kardeş yaşardı. En büyük kardeş ve ortanca kardeş hayvanlara hiç acımazlardı. Hayvanları çok seven Mey isimli küçük kardeşlerini de pek sevmezlerdi.

Bu üç kardeş, bir gün kırlarda dolaşmaya gittiler. Önce bir karınca yuvası gördüler.

Büyük ve ortanca kardeşler, hemen yuvaya çubuk sokup karıncaları rahatsız etmeye başladılar.

Mey, büyük kardeşlerine engel oldu. Onlara:

— Yaptığınızdan utanmalısınız. Bu zavallı hayvanları rahat bırakın, dedi.

Bunun üzerine kardeşler, karıncaları orada bırakıp yollarına devam ettiler. Az sonra bir göl kıyısına ulaştılar. Göldeki ördekler, büyük ve ortanca kardeşlerin dikkatini çekti. Birbirlerine birkaç ördek yakalayıp pişirmelerinin çok güzel olacağını söylediler.

Bunu duyan Mey, ağabeylerine bağırmaya başladı:

Onlara ördekleri rahat bırakmalarını söyledi. Daha sonra ördekleri korkuttu ve oradan uzaklaşmalarını sağladı. Böylece ağabeyleri hiç ördek yakalayamadı.

Üçkardeş, göl kıyısından ayrıldılar. Kırlarda dolaşmaya devam ettiler.

Bir süre sonra büyük bir arı kovanı gördüler.

Büyük ve ortanca kardeşler, kovanın altında büyük bir ateş yakmayı, böylece arıları dumanla boğup öldürmeyi ve kovandaki balı yemeyi önerdiler.

Mey yine kardeşlerine karşı çıktı. Onlara bunun çok yanlış bir davranış olduğunu söyledi. Bunun üzerine büyük ve ortanca kardeşler bu fikirlerinden vazgeçtiler. Böylece yüzlerce arının hayatı kurtuldu.

Kardeşler yürümeye devam ettiler. Bir süre sonra ağaçlar arasında bir şato gördüler. Çok acıktıkları için, oraya gitmeye karar verdiler.

Kapıyı çaldılar. Kapıyı aksakallı yaşlı bir adam açtı. Adam onları içeri aldı. Kardeşler çok acıktıklarını söyleyince de onları çok güzel yemeklerin olduğu bir sofraya götürdü.

Üçkardeş masadaki yemeklerin hepsini bitirdiler. Adam daha sonra onları yatacakları yere götürdü.

Kardeşler o gece çok güzel uyudular. Sabah olunca, yaşlı adam onları bir masanın etrafında topladı ve onlara:

— Bakın çocuklar. Bu ülkenin prensesi üzerinde kara bir büyü var. Bu büyünün bozulabilmesi için yapılacak üç şey var. Ben bunları biliyorum. Eğer içinizden biri bu üç şeyi yapabilirse, büyü bozulur. Böylece, o kişi prensesle evlenebilir. Fakat başaramazsa taşa dönüşür dedi.

Bunun üzerine en büyük kardeş, yaşlı adama yapılması gereken ilk şeyi sordu.

Yaşlı adam yanıtladı:

— Önce, ormandaki çalılar arasında saklanmış, prensese ait olan üç inciyi bulup getirmelisin.

Büyük kardeş, hemen yola koyuldu. Fakat yalnızca bir inci bulabildi. Şatoya döner dönmez taşa dönüştü.

Ertesi gün, incileri aramaya ortanca kardeş gitti. O ise ancak iki inci bulabildi. Saraya dönünce de, en büyük kardeş gibi taşa dönüştü.

Sonunda sıra Mey’e geldi. Ormanda uzun süre incileri aradı. İki tanesini bulabildi. Fakat üçüncüyü bir türlü bulamadı. Bunun üzerine, umutsuzluğa kapılıp ağlamaya başladı.

Mey’in hıçkırık seslerini duyan karıncalar, onun yardımına koştular ve çok geçmeden üçüncü inciyi buldular. Böylece onlar da Mey’in hayatını kurtardılar.

Mey, hemen şatoya döndü. Yaşlı adama yapılması gereken ikinci şeyi sordu. Adam yanıtladı.

— Şimdi de gölün dibinde saklı olan, prensesin uyuduğu odanın anahtarını getirmelisin.

Mey. Hemen yola koyuldu. Çok geçmeden göle ulaştı.

Gölde, hayatlarını kurtardığı ördekleri gördü. Onlardan yardım istedi.

Ördekler hemen gölün dibindeki anahtarı buldular ve Mey’e verdiler.

Mey, anahtarla şatoya döndü ve yaşlı adama yapılması gereken üçüncü şeyi sordu. Bunun üzerine adam, yanına Mey’i de alarak prensesin bulunduğu saraya doğru yola çıktı. Uzun bir yolculuktan sonra saraya ulaştılar.

Birlikte prensesin uyuduğu odaya gittiler. Odada beş ayrı yatakta birbirlerine tıpatıp benzeyen beş kız yatıyordu. Yaşlı adam Mey’e:

— Yapılması gereken üçüncü şey, bu kızların hangisinin prenses olduğunu bulmak. Prensesin diğerlerinden tek farkı yatmadan önce bal yemesi.

Bunun üzerine Mey, hayatlarını kurtardığı arılardan yardım istemeye karar verdi ve doğruca kovanın yolunu tuttu. Kovana ulaşınca kraliçe arıya her şeyi anlattı ve ondan kendisine yardım etmesini istedi.

Kraliçe arı bunu hemen kabul etti. Bunun üzerine birlikte saraya gittiler. Prensesin odasına çıktılar.

Kraliçe arı, odadaki beş kızın hepsinin de dudaklarını kokladı. Sonunda hangisinin yatmadan önce bal yediğini buldu.

Üçüncü şartı da yerine getiren Mey, prensesle evlenmeye hak kazandı. Bu arada büyü bozulduğu için kardeşleri de eski hallerine döndüler.

Prensesle Mey’in düğünleri çok güzel oldu.

Her ikisi de ömürleri boyunca hayvanlara hep iyi davrandılar ve çok mutlu oldular.


Tepkinizi öğrenebilir miyiz?

Sevimli Sevimli
103
Sevimli
Üzüldüm Üzüldüm
39
Üzüldüm
Zekice Zekice
96
Zekice
Süper! Süper!
276
Süper!
Oyhşş Oyhşş
111
Oyhşş
Aman Tanrım! Aman Tanrım!
47
Aman Tanrım!
Hıh Hıh
56
Hıh
Şaşırdım Şaşırdım
37
Şaşırdım

Yorum 0

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kraliçe Arı Masalı